Varis Tedavisinde En Uygun Tedavi Yöntemi Nedir?

Varis, hayat kalitesini etkileyen küçümsenmemesi gereken bir rahatsızlıktır. Başlıca tedavi yöntemleri cerrahi tedavi , varis çorabı, skleroterapi ( iğne tedavisi ) ve endovenöz girişimler ( damar içinden lazer tedavisi ) şeklindedir. Her bir yöntem varisin boyutuna ve yaygınlığına göre uygulanır.

Skleroterapi ( iğne tedavisi ), daha çok telenjiektazi denilen örümcek ağı şklindeki mavi damarlarda ya da küçük varislere etkili olan bir yöntemdir. Çok ince iğnelerle, damar içerisine bir ilacın enjekte edilmesiyle yapılır. Aynı ilacın köpük haline getirilerek kullanılması da mümkündür. Bu uygulama, köpük tedavisi olarak da bilinir. Uygun hastalarda çok mucizevi sonuçlar alınırak hastalarda tam memnuniyet sağlanır.

Endovenöz girişimler ( Laser tedavisi, Radyofrekans Ablasyon ), ultrason eşliğinde damar içerisine sokulan bir kateter ile damar içinden varisin büzüşmesi sağlanır. Bu yöntemde laser tedavisi kullanıldığı gibiHastaların hastanede kalmasına gerek kalmadan normal hayatlarına hemen dönmeleri sağlanır. Cild düzeyinde oluşan kılcal damarlara da cild üzerinden lazer verilerek bu hoş olmayan kılcal yapılar yok edilir. Böylece özellikle bayanların hoşlanmadığı bu durumda normal kozmetik görünüm yeniden ameliyatsız bir şekilde sağlanmış olur.

Cerrahi girişimde amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanısıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan, ve hemen daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Hastaların ameliyat öncesinde Doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile çıkarılıyordu. Ancak gelişen teknoloji ile bu yöntem nadiren uygulanmaktadır. Günümüzde ideal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve diz altındaki varisleri ise bölgesel olarak çıkartmaktır.

Hastada kapak yetersizliği yoksa tek gerekli olan genişlemiş varis yumaklarını üzerlerine yapılan küçük cilt kesileri ile çıkartmakdır. Bunlar cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılan 2-3 mm uzunlukta kesilerdir ve çoğu zaman dikiş gerektirmeden iyileşmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası iz kalmamaktadır. Girişim yan dal varislerin çokluğuna ve hastanın isteğine bağlı olarak genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılabilmektedir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

kalp-krizi-gecirme-riskim-var-mi
Kalp Krizi Geçirme Riskim Var mı?

Aynı yaşta olsa bile her insanın kalp krizi geçirme riski, bir diğerine göre oldukça …

Devamını Oku
kalp-krizinin-belirtileri-nelerdir
Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?

Göğüs ağrısı ve nefes darlığı kalp krizinin en önemli belirtisidir. Aniden başlayan, …

Devamını Oku
koroner-by-pass-ameliyati-nasil-yapilir
Koroner By-pass Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Kalbi besleyen koroner damarlarda oluşan darlık ve tıkanıklığa bağlı oluşan rahatsızl…

Devamını Oku

Sağlık Bakanlığı kalite yönetimine göre A Sınıfı (bölgenin en büyük kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi) dal hastanesinde tedavi olun.